11 Mayıs 2009 Pazartesi

Gülce

uçurumun kenarındayım hızır
bir dilber kal'asının burcunda
Vazgeçilmez belâya nazır
topuklarım boşluğun avucunda
Derin yâr adımı çağırır
kaldım parmaklarımın ucunda

uçurumun kenarındayım hızır
bir gamzelik rüzgâr yetecek
ha itti beni ha itecek

uçurumun kenarındayım hızır
divân hazır
ferman hazır
kurban hazır

güzelliğin zülme çaldığı sınır
başım döner, beynim bulanır
el etmez
gel etmez
gözleri bir ret, bir davet
gülce uzak uzak dolanır
mecâz değil
maraz değil
gülce semâvi bir afet

uçurumun kenarındayım hızır
gülce bir beyaz sihir
gülce en vahim haz
Nâr ve Nur'dan bir zehir
Gülce Âraf'ta infaz
Bir tek bakışıyla suyum ısınır
güzelliğin zulme çaldığı sınır

uçurumun kenarındayım hızır
ben fakir
en hakir
bin taksir
cahil cesaretimi alem tanır
ateşten
kalleşten
mızrakla gürzden
dabbet-ül arzdan
deccalden
yedi düvelden
korku nedir bilmeyen ben
tir tir titriyorum gülce'den
ödüm patlıyor gülce'ye bakmaktan
nutkum tutuluyor
ürperiyorum
saniyeler gözlerinde birer can
her saniyede bir can veriyorum...

0 yorum: