28 Mayıs 2009 Perşembe

YA VEDUD NÖBETİ


MİHRİCAN KESKİN

Üflendiği yerden dirilen Adem�in öğrendiği kelimelere dönüp baktığımızda kelimelerin
birbiri ardına sıralandığına şahit oluyoruz. Özüne indiğimiz yerde Adem�i daha iyi
anlıyoruz. Adem kolay olmayan kelimeleri öğrenirken rüzgarın ardına kapılıp gidiyor
zikirleri ve her isimde bir kat daha inandığının boyasına boyanıveriyor. Zor olsa
gerek, bu boyanın altında Adem olabilmek. Adem seviyor ademliğini, anlamını seviyor.
Her kelimenin altından yeni bir Adem diriliyor.Kendi isimlerini, idrakinden aciz
olduğumuz mukaddes bir muhabbetle seven Allah, onların tecellisine hizmet eden
mahlukatını sever.Sever,sevdirir,sevindirir�


(11:90) Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. Muhakkak ki Rabbim
çok merhametlidir, (müminleri) çok sever. (Hud 90)

Adem, cennetten çıkarıldığı günden itibaren iniler. İnlediği yerde dilini duaya
bulaştırır. Öğrendiği isimlerle, Öğretene anlatır öğrendiklerini. Her inileme onu
bir adım daha yakınlaştırır Baki olana� Yalnız Biri ister, Biri çağırır, Biri talep
eder, Biri görür, Biri bilir, Biri söyler�

Adem oluyorum bir an da� Yasaklı meyve dokunuyor dilime, mahcupluğum yüzüme
yansıyor, al al oluyor yanaklarım ve utanıyorum O�ndan. Korkuyorum,beni yakıp parça
parça etmesinden değil bu korkum,şimdi anlıyorum Vedud olan Vedud luğunu alırsa
kalbimden ne yaparım ben?Sevmezse beni,sevindirmezse, sevdiğini bildirmezse,
sevdirmezse bir et yığınından ne farkım kalır? Dua oluyor iç seslerim. Hud suresi
90.cı ayet dolaşıyor kalbime diri tutuyor beni, biliyorum ki yine O sevindiriyor
beni�

İşte bu sevgi, bu merhamet Vedud isminden gelmektedir. Allah her bir eserini
sevmekle birlikte, bu sevgi ve merhametin odak noktası, en mükemmel eser olan
insandır. Çünkü, bütün ilahi isimlerin aynası, tecelligahı odur. Bir kulun kalbi
isimlerle ne kadar ters düz olursa,kalp inkilap eder (boyutuna bakıp aldanmayalım)
o kalp ki Alemlerin Rabbine açılmış bir penceredir.O pencereden bakan göz puslu bir
kareyle muhatap olmaz.Her şeyi kulları için yaratan,sadece kulunu kendi için
yaradandır bu Yaradan�

Bazen düşünürüm kendi küçüklüğümü ve O�nun büyüklüğü arasındaki dengesizliği� Bu
kadar küçük bir noktaya ihtiyacı olmadı halde, peşimde koştuğunu hayal ederim.
Şımarıklıklarıma tahammül eden, avucumun arasındakileri O vermemiş gibi,hiç
tükenmeyecekmiş gibi, sahiplendiğim dünyalıklarımın arasında unutuşlarımı hiçbir
zaman yüzüme vurmayan, küsmeyen, kırılmayan yanlışa bir yanlış yazıp kulunun
doğrusuna sayısız artılar koyan, usanmadan herkesin gittiği yerde sadece benimle
kalan�
Seviyor ve seviniyorum, dil ile dillendiriyorum Buruc suresi 14 ayeti�


(85:14) O, çok bağışlayan ve çok sevendir.

Gözümü kapatınca güzelliklere kör olmuyorum, duyuyorum hissediyorum. O nun
varlığını bilmek için O na O nun bak dediği pencereden bakmam gerektiğini anlıyorum.
Sevmek razı olmak demek.Ki Efendimiz tutar ellerimden burada ve gidebileceğim tek
yol onun ayak izleri� Sevmek Habibullah gibi� Seveni sevdiği ölçüde sevmek
gerekirse, buna en güzel örnektir kendisi..Vedud isminin ete kemiğe bürünmüş hali�

Sevmek, sevinmek, sevdirmek� Sevmeyi vermeseydi, vermeyi de sevmezdi ki� Bütün
mesele burada sevmeseydi neden yaratırdı ki bizi?

0 yorum: