19 Eylül 2009 Cumartesi

La / Sonsuzluk Hecesi – Nazan Bekiroğlu



İskender Pala’nın deyimiyle okumayı sevdiren yazar sıfatıyla tanıdığımız Nazan Bekiroğlu’nun en son çıkardığı ‘’La/ Sonsuzluk Hecesi’’ kitabını okuma fırsatı buldum. Nazan Bekiroğlu’nun anlatımı daha çok şiirsel olduğu için okumaktan sıkılmayacağınızdan eminim.

Nazan Bekiroğlu bu kitabı daha çok kaynak olarak Kuran-ı Kerim’deki ayet ve kıssalara uygun olarak kâğıda geçirmiştir Âdem ve Havva aşkını roman tarzında yazmasına rağmen şiirsel ve mesnevi tarzına da benimsemiştir. Her şeyin ilkinin yaşandığı kitapta bölümler halinde: LÂ Sahifesi, İlk Yaratılış, Meleklerin Âdeme Secdesi, Şeytanın Allah’a İtirazı ve Asiliği, Havva’nın Yaratılışı, İlk Buluşma, Havva-Âdem Aşkı, İlk Günah ve Şeytanın İlk Günaha Sürükleyen Fısıltısı, Yasak Elma, Dünyaya Atılmaları, Habil ve Kabil Çekişmesi ve Kabilin İsyanı, son olarak ta Kabil’in Kardeşini Öldürmesi bölümler halinde sürükleyici bir dille yazılmıştır. Konu olarak daha çok Ademle Havanın aşkı değil de Âdemin Havadan ayrılığının ve cennetten sürgünlüğün verdiği yalnızlığı ve bu yalnızlığın verdiği acı üzerindee durulmaktadır. Böylelikle romanın başkarakteri olan, ilk yaratılan Âdemin yalnızlığı romanın odak noktası haline gelmiştir. Uçsuz bucaksız bir dünya ve yapayalnız Âdemin yaşamı düşündürücü olsa da Allahın Âdeme bilgi vermesi Âdemin de Allahtan bilgi istemesi bu bilgiler doğrultusunda Âdemin doğa karşısında egemen olma yeteneğini geliştirmiştir. Nazan Bekiroğlu’nun kitabın ismine La demesi ayrı bir dikkat çekiyor yazar bu konu hakkında ilk sayfalarda bilgi veriyor.
“Hikâyenin ismi düştü dilime bir gece: LÂ.
İLLÂ dedim.
Bir ömür boyu aradığım hece harfinin LÂ olduğunu bildim.

LÂ: olumsuzluk eki. Başkaldırı serbestîsi

Ama değil mi ki Tevhid kelimesi de LÂ ile başlar: LÂ ilahe.

Bilinçli kabul kelimesi onun ardından gelir: ilLÂllah

Öyleyse Âdem, İLLÂ’ ya giden yolda bir LÂ hecesidir. İsyan tecrübesi onun ilk halidir.”

Habil ile Kabil sürgünlük dünyasının ilk oğullarına sıra gelince:

‘’Kabil ve Habil

Her ikisi de saflardı, çocuklardı.

Melek değillerdi ama melekler kadar masumlardı.’’

Özellikle romanda Kabilin isyancı, asici ruhu, kardeşi Habil’i kıskanması ve Habil’i öldürerek dünyada ki ilk ölümün ve ilk cinayetinin gerçekleşmesi önemli bir yer teşkil etmiştir.

Nazan Bekiroğlunun tasvir gücünün kuvvetli olması bizi romanda bizzat hayalen cenneti ve Âdemin dünyadaki yalnızlığını kafamızda canlandırmaktadır. Bu da kitabı daha okunur ve akıcı hale getirmektedir.

Mehmet Adın

0 yorum: