13 Şubat 2010 Cumartesi

‘’Ya Musa biz kulumuzun gönlüne bakarız!’’


Hz. Musa yolda bir çobanla karşılaştı.
Çoban; “Ey Allah’ım neredesin” diyordu. “Senin kulun olayım, elbiseni yıkayayım, çarığını dikeyim, elini ayağını öpeyim.”
Musa, “Kime söylüyorsun bu sözleri?” diye sordu.
“Bizi yaratan Allah’a.” “Bu ne küfür dolu sözler, bu ne küstahlık. Allah böyle kulluk kabul etmez. Sen amcan ya da dayınla konuştuğunu mu sandın?” Musa’nın bu sözleri karşısında, çoban çok mahcup ve pişman bir halde;
“Ey musa söylediklerime pişman ettin beni.” dedi. Sonra oradan hızla çöllere doğru uzaklaştı.
Bunun üzerine vahiy geldi; “Senin görevin ayırmak değil, birleştirmektir. Ama kulumu benden ayırdın. Onun için doğru olan, senin için doğru olmayabilir. Ona bal olan sana zehir olabilir. Biz dile değil, cana bakarız. Aşıklar her solukta farklı yanarlar.”
Musa hemen yola düşüp o çobanı aramaya başladı. Onu bulunca; “Gönlüne ne gelirse söyle. Söylediklerime aldırma, çekinmeden çöz kalbinin dilini.” dedi. Ama çobanın hali değişmişti artık; “Ben eski ben değilim, ondan geçtim artık.”

Mesnevi’den

0 yorum: