26 Mayıs 2010 Çarşamba

Bilene Değil Yaşayana Sor


Kavuşmanın nice bir şifa olduğunu, ayrılık ile hasta olandan sor. Bir içim suya benzer tatlı dudağının lezzetini, yüzünü görmeye susayandan sor.
Konuşmak gibi bir lütufta bulunursan eğer, benden başkasına sorma dudağının sırrını. Bencileyin sırları bilen birisinden sor bu gizli nükteyi.
Gaflet uykusundaki göz, ne bilsin ......gözü yaşlıların halini? Yıldız seyrini gözyaşlarının yıldız gibi dökülüşlerine yahut yıldızlara bakarak sevgiliyi düşünmeyi ancak sabaha kadar gözüne uyku girmeyenden sor.
Mum gibi yanıp tükendim aşkının derdinden. Artık seher yelinden sorma halimi benim. Ayrılık gecesinde sırdaşım olan mumdan ve pervaneden sor.
Ey Fuzuli! Ne bilsin sevgi cahili sofu, aşk lezzetini? Aşkın nasıl bir zevk olduğunu, aşk zevkini onu tadandan sormak gerek.
Fuzuli

4 yorum:

Pabuc dedi ki...

ne güzel bir paylaşım ...varolasın

cografyacı dedi ki...

sende varol eksik olma blog kardeşim :)

akilliigne dedi ki...

Selam
Öyle ki anladım ki
Der;
Fuzuli
Nerdesin ey aşk?
Ve şair nerdesin ey aşk derken
En güzel dörtlüğün de

“mevsimler… Hele de bahar!
Her çiçekte kaç sevdanın izi var!
İzler, gölgeler, ışıklar;
Nerdesin ey aşk?

Güvenli bir sığınak arayışı içindeyken; 'Aşk imiş her ne varsa bu âlemde / İlim bir kıyl u kal imiş' diyen Fuzûlî'nin sesini duyuyor, bu sese yürümekten kendimizi alıkoyamıyoruz.

Bu arada sitesiniz güzel ve dolu:))

Güzel günler dileğiyle şen kalın

cografyacı dedi ki...

Eksik olmayın beğenmenize sevindim :) gönlümüzden geçenleri sayfaya da geçiyoruz :)