7 Ocak 2013 Pazartesi

Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı // Mustafa Kutlu

Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı- Mustafa Kutlu'nun okuduğum üçüncü kitabı.Belki yazarın çok kitabı olabilir fakat azını okumam Mustafa Kutlu'yu sevmediğimden değil. Aksine hikaye okuyacaksam raflardan gözüm direk Mustafa Kutlu'yu arar. Fakat bir an da hepsini okuyup yazarı kendi içimde zihnimde fikrimde tüketmek istemiyorum. İstiyorum ki etkisini hayli vakit üzerimde taşıyayım.


Bazen kitap alırken kitapları biz seçmiyoruz da kitaplar bizi seçiyormuş gibi geliyor. Hatta biz kitapları beğenmiyoruz da biz kendimizi kitaplara beğendirmeye çalışıyoruz. Bu nedenle kitap bizi beğenirse kendini okutuyor. Diğer türlü kitap ne kadar iyi yazılırsa yazılsın kitap kendini okuyucuya açmadığı vakit kitabı okumak azap gibi oluyor.Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı kitabı da bu dediğim gibi oldu. Bir anda kitaba kendimi beğendirip  kısa sürede kendini bana açmasını hatta okumanın nirvanasına ulaştırmasını istediğim kitap oldu

Kürk Mantolu Madonna'da ki Raif Efendiden sonra Tahir  Sami Bey kafamda birebir canlandırabildiğim ikinci kahraman oldu. Her ne kadar Kürk Mantolu Madonna okumasını bilenlerle bilmeyenlerin elinde gezse de okumasını bilenler (kendimi saymıyorum)  için bulunmaz kitaptır . Tahir Sami Bey'in Özel hayatı da yine okumasını bilenler için özel bir kitap olabilir.

Kitap Mustafa Kutlu'nun bir gezi sırasında karşılaştığı (dediğim gibi yazılacak kitap kahramanının ayağına gider misali) Tahir Sami Bey'den yola çıkarak hikayeleştirilmiş bir kitaptır. Her ne kadar Tahir Sami Bey kendi hayatının kitaplaştırılmasına karşı olsa da Mustafa Kutlu'nun yazar inadı veya heyecanı ile ortaya çıkmış bir kitaptır. Gerçi Mustafa Kutlu'nun Tahir Sami Bey'e verdiği söz vardır. Bu söz de tekziptir. Eğer kitap da aykırı veya gerçekte olmayan şeyleri yazarsa Tahir Sami Bey'in tekzipini kitapta yer verecek. Kitapta iki tane tekzip var. Bana kalsa bir sürü tekzip vardır da yazar bunların sadece iki tanesine yer verip sözünden döndüğüne dair açıklamada yapmış. Burada Mustafa Kutlu'ya hak vermek gerekiyor. Tekziplerin çoğalması hikayenin hikaye olma özelliğine veya yazarın hayal ürününe gem vuruyor. 

Tahir Sami Bey'in babası, dedesi ciltcilikle uğraşıyorlardı. Gerek teknolojinin gelişmesi gerek el ciltciliğine verilen önemin azalması sonucunda Tahir Sami Bey bir yakınının vasıtası ile devletin unuttuğu bir memuriyete atanır. Tahir Sami Bey kitaplarla evli olduğundan dolayı ikinci bir evliliğe izin olmadığından bir bayanla izdivaç gerçekleştirmemiş. Fakat Tahir Sami Bey'in bunu istediğini fakat ketum yapısından dolayı evlenememiştir. Bu nedenle iki bekar ablasıyla baba yadigarı evde yaşamını sürdümüş ta ki ablası Nebahat'ın kitaplarından dolayı  onu evden kovana kadar. 
Sami Bey daha fazla dayanamaz kitaplarını toplayıp evden ayrılır. Emekli olduğu eski devlet dairesine gider.Kısa süreliğine burada yaşama başlar. Amacı birbirinden değerli kitaplarını karşılıksız olarak bir kütüphaneye bağışlamak. Bu nedenle sağa sola yolladığı mektuplarına karşılık beklerken yatağında ölü bulunur. 
Mustafa Kutlu kitaplarında beğendiğim kısmı genelde son kısım yani bitiş cümlesi.
Kitabın sonunda 
" Tahir Sami Bey'in bir ömür verip biriktirdiği kitaplar ne oldu dersiniz?
Ne oldu? "

4 yorum:

Uitwaaien dedi ki...

hani der ya mübarek bir zat
kitaplarında bir kaderi vardır diye,

öyle!

cografyacı dedi ki...

okuyucusuyla mı şekillenir kaderi :)

Uitwaaien dedi ki...

şekillenen o nun değil, okuyucusunun kaderi değil midir ki ?

cografyacı dedi ki...

bence ikisininde değişir.. kitap okunarak, okuyucu da okuyarak kaderi şekillenir veya somutlaşır ya da kaderini yaşar