
BİR GRUP sûfî, Dicle kenarında Maruf-u Kerhî ile oturuyordu. O esnada, nehirden, bir sandal içinde def çalan, danseden, içki içen bir genç topluluğu geçti.
Sûfîler, Maruf’a:
“Şunları görüyor musun, açık açık nasıl da Allah’a isyan ediyorlar?” dediler ve eklediler:
“Bu serserilere beddua et!”
Bunun üzerine, Mâruf ellerini göğe kaldırdı ve:
“Allahım” dedi, “bunları bu dünyada nasıl neşelendirdiysen, ahirette de öyle neşelendir.”
Mâruf’un bu duası sûfîleri şaşırtmıştı.
“Biz senden dua değil, beddua istemiştik” dediler.
Mâruf şöyle cevap verdi: “Eğer Allah bunları ahirette neşelendirmeyi murad ederse, bu dünyada kendilerine bu hayattan tevbekâr olmayı nasip edecektir.”
Maruf-u Kerhi Hayatını Okumak için: http://www.gavsulazam.de/turk/silsile/marufi-kerhi1.htm
3 yorum:
SUFİYE DE BÖYLESİ YAKIŞIRDI ZATEN.
katılıyorum sufi...
linkini verdiğiniz site uzun zamandır güncellenmiyor sanırım. onlardan mısınız?
vesselam.
Yorum Gönder