henüz hastalıktı ten / gönül aşınmasıydı
tenha bahçelerin meyvesine aşeren
boğazda demirleyen gemi yutkunamazdı
düşünmek ölmek olurdu bazen
en derin yaramızı kesen rüzgardı
çitlere takılan güneşimiz
papatya sayfaları ve hep entrika
simsiyah bir resme bakıyorduk hepimiz 1
çamurlu paçasıyla konuk edilen
yolcular gibi. geçtik mum ışığından
yorgundu pişmanlığımız / yakıyordu
bütün ırmaklar
sonsuzluğa atıyordu kendini
ayaklarımız neden böyle ağır ve âsi
kırık davul ritmi midir yoksulluğumuz
koştukça gerileyen o dar patika 2
uzak köy yeşili gecelerde mi kaldı
heva atına mı binip gelmiştik
uyanAmadık. gafletin uykusundan
korkudan belâdan ve boğuşmadan
çıkmadı önümüze dünkü ölüler bile
unuttuk geleceği ardımıza bakmadan
geç kaldınız diye dövünüyordu salâ
soluksuz kalıyorduk. saksıda
bir çiçek cüzamlı aşkına bakıyordu
yağmuru pencerede kurutuyorduk yazık
_______________
1
kör ressamlar yarışması mı hayat
ne çok renkle sınanıyor aklımız
cüretkâr yanılgı ve bulanık hevesle
2
nasıl olur da bir göz hissetmez aşktan öte
yükünü taşıyamaz kalbimiz neden
imkan yerleşik düzen yol alırken safında
niçin geç kalıyor koşturdukça ömrümüz
MEHMET ŞÂMİL
yolcu dergisi sayı 53
0 yorum:
Yorum Gönder