6 Ağustos 2009 Perşembe

Yusuf ile Züleyha / 2. bölüm



ÇÖL İLE BAŞLASIN BU HİKAYE

Her hikayenin bir başlangıcı, bir gelişmesi ve bir de sonu var.

Nokta ile başlar nokta ile biter hikaye. Sonra cümle. Bir cümle daha. Bir daha cümle.

Çöl ile başlasın mı bu hikâye?

Çöl ile başlasın bu hikaye.

Çünkü çölün merhametli kalbinde su her şey anlamına gelir de, yemin, on biri Yusuf’un rüyasına giren yıldızın üzerine edilir. Ve Yusuf, Züleyha’nın düşüne de gerçeğine de çölden gelir. Ve Yakub da Yusuf’a çölden gelir.

Susuzluğuyla çöller gezer aşık; öyle ki, Yusuf da, Züleyha da, Yakub da, hepsinin yolu çölden geçmektedir. Kervanın da, ceylanın da yolu, çölden geçmektedir.

Kervan yorgun, ceylan vurgun. Çölde yıldız damlaları. Bir yanı dağ bir yanı deniz çölün. Bir yanı fırtına bir yanı kum.

Ve üzerindeki gökten çölün, ışıklar saçarak gösterişli bir kuyruklu yıldız geçiyor. Geriye bıraktığı, sürüklenen bir iz ve bütün ırmaklardan daha mavi bir ırmağa düşen yansıma. Bir kez de yerde yaratılıyor. Sonra, sonsuza değilse de, sonuna değin görünmez oluyor.

Çöl ile başlasın bu hikaye.

Çünkü başlangıçta susan çöl, üzerinden geçenden geriye, bir ölüm bırakmıyorsa eğer, bir hikaye bırakıyor. Ve bütün bahaneler çölün sırtına kalsa da, kalbinin bir köşesi kedere dokunan hiçbir hikaye nedensiz yazılmıyor. Çölün aşka bahanesi var! Yoksa, çölün bahâ nesi var?

Uzak gibi görünse de, çöl, her hikayeye yakın. Bu hikaye de çöl ile başlasın. Çünkü başlarken susar çöl, ama söylenebilecek her şey onun esrarında gizlice yer alır. Çünkü ırmaklar kendi derinliklerinde boğulurken çöller de kendi susuzluklarında kavrulmaktadır.

Üstelik kendi hikayesini de, çöl, kendi yazmaktadır.

Avut beni ey çöl, hikayenle oyala!

Ne acı!

Yine de çölle başlasın bu hikaye. Çöl ile başlıyor da, kim bilir nasıl bitecek bu hikaye? Şaşılacak kadar eksik kalmayacak mı yine de, bitti zannedilen hikaye?

Yûsuf İle Züleyha, Timaş yayınları, İstanbul, 2000, s. 18 - 19

0 yorum: